Haber ve Etkinlikler

Siverek Darağun (Kalınağaç Köyü Şeyhbizinileri

ÖNSÖZ

Bu araştırmamın konusu, benim de bağlı olduğum Siverek ilçesi Kalınağaç (Darağun-Daraxwin) köyünde ikamet eden Şeyhbizini aşiretinin bu bölgeye gelmeleri ile ilgili Osmanlı arşiv belgeleri ve köyde yaşayan büyüklerin anlatımı olacaktır.

Osmanlı arşiv belgelerine açıklık getirmeye çalışacağım. Daroğun köyü; diğer adıyla Daraxwin (Kanlıağaç), Türkçe adıyla Kalınağaç, Siverek merkezinden 18 Km uzaklıkta, feribot yolu üzerindedir.

Sola ayrılan yol sapağındaki köy levhasında Kürtçe ve Türkçe adı verildikten sonra nüfusu 1052 olarak yazılmıştır.

Köy toprakları, Küfri, Kurdek, Cumakale ve Bitik köylerinin topraklarıyla komşudur.

110 haneden oluşan Daroğun köyünde ikamet edenlerin hepsi akrabadır.

Şeyhbızıni Kürtleridirler. Etraflarını çevreleyen köylerin hepsi Zaza olmalarına ve Zazaca konuşmalarına rağmen onlar Kürtçe konuşmaktadırlar.

1. SİVEREK KALINAĞAÇ (DARAĞUN) KÖYÜNDE İKAMET EDEN ŞEYHBİZİNİ AŞİRETİ

Bu yazı dizimizde anlatılanların büyük çoğunluğu; Daroğun büyüklerinden

Hacaliyé Ereb, (Hacı Ali Devebakan), Fethiyé Nofel (Fethi Devebakan) Mahmudé Hacali (Mahmut Devebakan), Abuzeré Delalé (Abuzer Kaya ve Remoyé Kerro (Ramazan Devebakan)'ın değişik zamanlarındaki anlatımlarına dayanmaktadır.

Siverek sancağının Darağun karyesinde Arab bin İsmail (İsmail oğlu Arab ve Aherce karyesinden Bekir bin Sefer tarifleriyle muaaretsahib-i arzuhal Fak karyesinde Beşşar bin Muhammed sancağı mezkür mahkeme-i şer’iyesinde makub meclis-i şerde ( yıl 1912) İsmail oğlu Arab İsmail’in babası büyüklerimizden Hakverdi’dir.

Büyüklerimizden Ahmed Teccir oğulları Hecsüleyman, Hechüseyin ve Hakverdi’dir.

İsmail göçebe hayatı boyunca farklı yerlerde yaşamıştır. Siverek ilçesi Şerebtul karyesinde Şerebtul’lu Ömer Ağanın yanında kalmıştır.

Göçebelik hayatı sırasında Şerebtul’da 5 yıl, daha farklı karyelerde de farklı zamanlar kaldıktan sonra kendi ailesinin yayına gelmiştir.

Darağun köyünde yerleşik düzene geçtikleri tarih net olarak belli değildir

. Darağun’u satın almaları dönemin Belediye Başkanı Cudi Paşa (1903-1908 başkanlık dönemi) zamanında ve destekleriyle olmuştur.

Köy yüzölçümü kırk bin hektardır. Köyü satın alan Şeyhbizinili Ahmed Kınık evli ama çocukları olmamıştır.

Varlıklı olan Ahmed Kınık kendi akrabalarını da Köye çağırıp köye yerleştirdikten sonra köyü akrabaları arasında belirli payda dağıtmıştır.

Darağun köyü daha önceleri Kepirkuyu köyüne bağlı mezra idi. Tahmini( 1903-1908) yıllarında köy statüsüne kavuşmuştur.

Sitemizde Darağun köyü Şeyhbizini’lerinin şeceresi mevcuttur.

2. OSMANLI ARŞİV BELGELERİ

Şeyhbızınilerin Anadolu'ya Gelmeleri İran'da Safevi yönetimini ele geçiren Şah İsmail, Şii yayılmacılığı hareketini başlatmıştır.

Kendisi de Şii Türkmenlerdendi. Şah İsmail, otorite boşluğu bulunan Kuzey Irak bölgesini kısa sürede ele geçirdi ve buraya Şii'leri yerleştirmeye başladı.

Sünni olan Şeyhbızıniler, buradan göç ederek, Sünnilerin yoğunlukta olduğu Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesine yerleştiler.

Çoğunlukla Palu'yu kendilerine yurt edindiler.

Ancak çok geçmeden Şah İsmail komutasındaki Şii Türkmenler Palu ve civarındaki tüm kaleleri ele geçirdiler.

Bu sırada Trabzon valisi olan Yavuz Sultan Selim, Şii yayılmacılığını büyük tehlike olarak gördü.

İstanbul'a dönerek babası II. Beyazıt'ı tahttan indirerek yerine geçti.

O dönemde Osmanlı Devleti ile Safevi Devleti arasında kalan Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesi kendi başlarında idi.

Bölge İdris-i Bitlisi'nin yönetimindeydi. İdris-i Bitlisi ile Yavuz Sultan Selim bir anlaşmaya vardılar.

Buna göre; Osmanlı Orduları Şah İsmail'e saldıracak, Kürt Birlikleri de Şii Türkmenlerin elinde olan kaleleri kuşatacak, böylece arkadan saldırmalarını önleyecekti.

Savaş sonunda zafer elde edilirse, bu bölge Osmanlı yönetimine geçecek, içişlerinde serbest olacak, kendi beyleri tarafından yönetilecektir.

Yavuz Sultan Selim, arkasında Şeyhbızınilerin de bulunduğu aşiretlerin desteğiyle Şah İsmail üzerine yürür.

1514 yılında Çaldıran Savaşı'nda Osmanlı Ordusu, Safevileri ağır bir hezimete uğratır.

Yavuz Sultan Selim, kendisine destek olan aşiretlere secere düzenler.

Seccerede, bu aşiretlerin diledikleri Osmanlı toprağında ikamet edebileceği yazılıdır.

Bu fermanların birkaçı Haymana Yenice Şeyhbızınilerinde mevcut olup günümüze kadar ulaşmıştır.

Bu fermanlar her padişah döneminde yenilenmiştir. Günümüze ulaşan fermanlardan biri Amed sancağı tarafından verilen (1780) tarihli I. Abdulhamit mührünü taşımakta,

diğeri ise, Ankara sancağınca verilen (1815) tarihli II. Mahmut mührünü taşımaktadır.

Doğudaki aşiretler Yavuz Sultan Selim zamanında Osmanlı hâkimiyetini tanıdılar ve 1800'ün başına kadar kendi içlerinde bağımsız olarak yaşadılar.

kaynak http://www.irfangazetesi.com/kose-yazisi/518/siverek-seyhbizinileri.html 

(1789)'daki Fransız İhtilali’nin etkisiyle doğu ve güneydoğudaki aşiretlerin pek çoğu ayaklanmaya başladı.

Birçok yerde isyanlar patlak verdi.

Osmanlıya bağlılıklarını gösteren bazı aşiretlere Osmanlı yöneticileri tarafından İç Anadolu’ya göç edebilecekleri bildirildi.

Orada daha rahat etmeleri için bu öneri getirildi. Bunun üzerine, Şeyhbızıniler ve diğer bazı aşiretler Palu'dan Haymana, Yunak, Cihanbeyli, Polatlı ve Şereflikoçhisar bölgelerine göç ettiler.

Osmanlı arşiv belgelerinde (1870-1880 ) yılında Şeyh bizini aşiretinin hala göçebe olduğu yazıyor Darağun Siverek’in batısında Bucak nahiyesi dâhilinde Şeyhbizini Aşiretinin hala göçebe olduğu görülmektedir.

(1871) Şeyhbizini (Şeyhbazan) aşireti Darağun (Kalınağaç) köyüne yerleşik düzene geçmeden önce Siverek Bucak nahiyesine bağlı İncaz, Çavi, Zırık bölgesinde konargöçer olarak kalmışlardır.

Daha sonra Kayseri köyü ve Dağbaşı (Karahan) nahiyesinden Darağun nam mevkide haymenişin göçer Siverek kazası toprağında göçebe olarak görülmüşlerdir.

Kaynak (19. Yüzyılın İkinci Yarısında Siverek(Şehir, Mekân Ve İnsan( Ekrem Akman) 

Diğer bir anlatı ise daha esaslı olup Haymana Yurtbeyli sakinlerine aittir.

Köse Abdullah ve Karaoğlan adındaki iki kardeş Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinden Orta Anadolu’ya göç etmişler.

Bu olay Şeyhbizini’lerin doğudan iç Anadolu’ya göçlerinin temelini oluşturmuş ve ilk olarak Haymana bölgesine gelen Şeyhbiziniler de onlar olmuştur.

İlkin Karacadağ bölgesine yerleşmişler orada bir süre kaldıktan sonra Kozanlı ile Yeşil köy arasında Gelinkaya denilen mevkiye geçmişler.

Orada da bir süre kalan bu iki kardeş daha sonra Yurtbeyli’yi yurt edinmişlerdir.

Burada Köse Abdullah ile Karaoğlan’ın arası açılınca Karaoğlan ayrılıp bugünkü Sinanlı köyünü kurmuş.

Halk dilinde köseye (kose) Abdullah’a (Avdılla) denilmektedir. Köse Abdullah Koseavdılla ve söylene söylene Koseavdılla olmuş.

Hala çevre köylerce Yurtbey’liye Koseavdılla denilmektedir.

Köse Abdullah ve Karaoğlan katran kuyularından (Katrancı) Devecipınar’ına, Cihanşah tepesine ve oradan da Deve yolu olan (kuçıkeKuna’ya) kadar olan yerleri kendi üzerine tapulamış.

Daha sonraları Köse Abdullah’ın iki yeğeni Halil ve İbrahim Haymana yöresine gelmişler ve Balçıkhisar ile Pınarbaşı (Baltalin))ni kurmuşlardır.

Köse Abdullah’ın torunu ise Altıpınar(Yenicik)a gidip yerleşmiş ve o köyde böylece kurulmuş.

Altıpınar’a o yüzden (turın) denilmektedir.

Belde şimdi 15 kabileden oluşmuş bu kabillerin en büyükleri Kelahmet, Meran, Gozel ve Askalardır.

Bu kabile üyelerinin 40 değişik soyadları var.

Belde Başkanı Şeyhbızın aşireti ile ilgili bir tespitini ise şu şekilde belirtiyor.

Beldenin yaşlılarından edindiğim bilgilere göre bizim anayurdumuz İran ile Irak arasında Leer(lor) bölgesidir.

Bu bölge Moğol istilasına uğrayınca aşiretimiz dağılıp her bir tarafa (Irak’ın Bazayan bölgesi, Süleymaniye, Musul Kerkük, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya ) yayılmışlardır.

Diğer bir anlatı ise 19 yüzyıldaki iskân hareketleriyle bağlantılı olduğu anlaşılmaktadır.

Bu anlatıya göre aşiret mensupları 1829’da Palu’dan gelen Kürtlerden müteşekkillerdir.

Kaynak https://haymanalilardernegi-sincansubesi.tr.gg/Yurtbeyli.htm 

Diyarbekir şer’i sicil kayıtlarında bulunan Siverek kasabası Şeyh Bizini’lerle bağlantısı olduğu düşünülen ve köy büyüklerinin anlatımı ile örtüşen birkaç belge

Cindi Numan’ın tımarı olan köylerden Siverek’in Akça mescit(şuan bağlı ilçe Hilvan Ovacık mevki) köy ahalileri başka yerlere gittiklerinden gelirin eksiklik olduğundan reayanın (halkın) köylerine geri gönderilmesi.

Darağun köyünde cindi dediğimiz mevki bulunmaktadır. Köylüler de bunu doğrulanmaktadır.

(1850-1880 yılları arasında) Diyarbekir şer’i sicil kayıtlarında Siverek kasabası ahalinden Ahmed’in babasından kendisine tapusuz olarak intikal edip

tasarrufundan bulunan yerlere hariçten kimsenin müdahale etmemesi için verilen dilekçeye cevap Siverek kasabası sakinlerinden

Ahmed nam kimseler gelip kasaba-i mezkûr toprağında mera yeri hududu belli yerlere bunların babası Hüseyin nam kimse mutasarrıf iken (1860) senesinde fevt olup

tasarruftan olan yerlerinden ötürü kanun meccanen bunlara intikal edip bu makule mürte ve vefatının yerleri tapusuz oğullarına inayet olmuştur.

Siverek’te emlak ve arazileri olmayan İmam Muhammed Bakır evlatlarından

Seyyid Hüseyin’in oğullarından Ahmed ve Ali, Hüseyin, Süleyman ve akrabası olan İbrahim’in vergi hususunda taciz olunmamaları

Siverek kazası naibi sinehüküm ki Sadat-i kiramdan İmam Muhammed Bakır evlatlarından Ahmed ve Ali, Hüseyin, Süleyman, İbrahim İbn Mustafa b Şerife Zeyneb-zide makamımıza gelip

Siverek kasabası toprağında tasarruflarında hane-i avarıza bağlı tekalif alınmak icap eder.

Emlak ve arazileri olmayıp taaddüt olunmaları icap etmezken iken bunlardan vergi talep edilmemesi hususunda

(1878) (Tahminime göre köye yerleşme 1850-1860 tarihleri arasındadır)

Rivayete göre, Hz. Muhammed döneminde Yemen valisi olan Bazan, aslen Şeyhbızıni'dir

. Bazan, Hz. Muhammed'in çağrısı üzerine aşiretiyle birlikte ilk Müslüman olanlardandır.

Emevi'ler zamanında Yemenden sürüldüler. Sürülenler arasında Bazan ve aşireti de vardı.

O dönemde bu aşirete ebnalar denilmekteydi. Bazan ve aşireti gelip ilk yurtları olan Kuzey Irak'ın Bazan Bölgesine yerleştiler.

Kaynak https://diyarbakirsicilleri.name.tr/?nerede=3754&kategori=defter 

3, Aşiretin Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Bulundukları Bölgeler

Yazarların kaleminden Şeyhbizinların bir kısmı da Ankara’nın Haymana kazası civarında yaşamaktadır.

Buradaki Şeyhbizini aşiretinin bazı ihtiyarları verdikleri bilgiler şöyle.

Bunların Botan ve Cizre bölgesi aşiretlerinin tarihini gayet iyi bildiklerinin farkına vardım.

Ayrıca dil olarak Bahdinan kurmancisi konuşuyorlar.

Bu aşiretin Haymana bölgesine sürgün edildiği düşüncesi doğru değildir.

Bilakis en çok kabul gören görüşe göre Osmanlı sultanları eliyle buralara yerleştirilmişlerdir.

Zira aşiretin yerleşim yeri ve sadece bir kısmının oraya yerleşmesi bunun delilidir.

Gerek coğrafyacı âlimlerden Ömeri Belazüri, Makrizi, Makdisi, Yakut Hamevi,

gerekse neseb yazarlarından Ahmed Vasfi Zekeriya, Muhammed Emin Zeki, Abbas el-Azzavi ve Şerefhan gibi alimlerin kitaplarında bu aşiretin

Orta Anadolu’ya niçin gönderildiği hususunda bir bilgi bulamadık

. Bu yazarların ekserisi Şeyhbizinların ortaçağda Cizre, Behdinan ve Hürremabad gibi şehirlerde yaşadığından bahseder.

Fakat günümüzde muasır yazarlardan Dr. Muhammed Ali Sivereki, ve diğerleri Mısır, Ürdün, Halep, Filistin gibi bölgelerde de Şeyhbizinillere rastlandığı söylenmektedirler.

Türkiye’de bu aşiret çok dağınık bir vaziyette neredeyse otuzun üzerinde vilayette görülür.

Erzurum (1970 aşiretler raporunda Şeyhbizini aşiretinin nüfusu 1414 kişi)

Samsun, Van, Tokat, Adapazarı, Düzce, Çorum, Karabük,

Şanlıurfa (Siverek ilçesi Kalınağaç köyü (Darağun) nüfusu (1872) yılında 46 kişidir)

Kastamonu, Konya ve Diyarbakır illeri sınırında bir çok kaza ve köyde bu aşirete rastlamak mümkündür.

Kaynak ruhavi https://team-aow.discuforum.info/t25098-Kucuk-Kafle-Oncesi-Hakkari-de-Yerlesik-Seyhbizinlilar-Asiretine-Odul.htm 

Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Aşiretin Yerleşik Oldukları Yerler

Erzurum ili Aşkale ilçesi Dağ yurdu (Dumanoğlu) köyü,

Narman ilçesi Pınaryolu (Kurikan), Güllüdağ (Kompar) köyü, Koçkaya (Aristi) köyü, Koyunören(Kenzesor), Sabanlı, Kuruçalı(Veşkisor), Veysor, Sapanlı

Şenkaya ilçesi Teketaş(Katreş) köyü, Akşar(Kosar) köyü

Oltu ilçesi Güzelsu(Kışla Şeyhbızın)köyü, Kısıkdere köyü, Topkaynak(Böçüklü)köyü

Iğdır ili Aralık ilçesi Yukarı Topraklı(AleqızılaJore) köyü

Kaynak https://www.sondakika04.com/p/erzurum-koyleri-ve-asiretleri-hangi.html 

Hüseyin b. Nevfel Bey, Mehmed Emin Bey ve Şeyhbizinli Aşiretin bazı kimselerin,

Millili aşiretinden Ömerkanlı oymağı eşkıyasının mal, eşya ve hayvanlarını yağma ettikleri yolundaki iddiaları

Dergâhı yüce Kapıcı başlarından Keban madeni emini dini yargıçlarına kadılarına hüküm ki.

Neyfel Bey oğlu Hüseyin ve Mehmed Emin Bey ile Şeyhbizinli aşiretinden halk huzuruma gelip Diyarbekir ve tevabi kaleminden Şeyhbizinli aşiretinin

vergilerini veren kişilerden olup yüz haneden sorumluluklarında olmakla bin yüz yetmiş beş (1762) senesinde üçyüz (300 ) miktar ev ve yaylaktan döndüklerinde yöredeki

Millili aşiretinden Ömerkanlı oymağı eşkıyası ve yöredeki Millili aşiretin eşkıyasıyla bir olup üzerlerine saldırıp ellerinde belgeleri mevcut olan

Şeyhbizinli aşiretini dinlemeyip altmış (60) baş beygir ve öküz ve malları erzak, dört binden aşkın koyunlarını

Şeyhbizinli aşireti ihtiyarlarından Neyfel Bey oğlu Hüseyin’in 2500 kuruş parasını yağma edip daha sonra

Palu Beyzadelerinden Palu’da yerleşik Mustafa adlı kişiden şikâyetçi olup ömerkanlı oymağı eşkıyasının ellerinden alamadıklarını

mallarını eşya ve hayvanatlarını tutarı adı geçen Mustafa adlı kişinin elde edip yanında tutma zorunluluğunda olduğunu söylemesi

Şeyhbizinli aşiretin mallarını geri talep eylediklerini bildirip tarafıma emrim ve şerefimle başka hususa

meyil vermemek adına memur ve mübaşir becerisiyle kötülük ve din kurallarına uyup tamamını elde etme eksizsiz teslim etmeleri gerekli muamele yapılıp hak olunmak

kapımda emri şerefim rica eyledikleri Keban Madeni Kadısına yazılmıştır..

Hüseyin Nevfel Bey oğlu Şeyhbizini aşireti ahalisinden (1766) Kalınağaç mezrasında mala Nofelbeğ ailesi olarak bilinen aileler olduğu söylenmektedir.

Kaynak https://diyarbakirsicilleri.name.tr/?nerede=3754&kategori=defter 

Siverek Sancağı Bucak Nahiyesinde Aşiretin Konargöçer Olarak Kaldığı Yerler ve Komşu Köyler

Siverek sancağı Bucak nahiyesine bağlı bazı köylerin tahrir defterlerinden tespiti aşağıdaki tabloya aktarılmıştır.

Burada Siverek sancağı Bucak nahiyesine bağlı köyleri ve Şeyhbizini aşiretinin konargöçer olarak kaldığı mezra veya viran yerleşim yerlerini tahmini yazacağız.

Tahrir defterlerinde köyler mezra veya viran olarak yazılmış olabilir.

Daha önce köyler bir muhtarlığa bağlanıyordu.

Örnek vermek gerekirse Hasırlı (Kamişek) köyü muhtarlığına bağlı köyler Kalınağaç (Darağun) köyü, Kepir Kuyu köyü, Nasırviran köyü (1920-1960) yıllarında rastlanmıştır.

Darağun köyünün büyükleri bu bölgedeki Zırraki viranında kaldıklarını söylemişlerdir.

(1568) tarihli tahrir defterinde Bucak nahiyesi Zırraki Viranına rastlamaktayız.

Bucak Nahiyesi

SIRA KÖY ADI

1 Bab Viranı

2 Deveboynu

3 Anazo

4 Miyadun

5 Bizi Heril (Herbılos)

6 Cuma kalesi

7 Tüyerek

8 Barmeni

9 Zırraki Viranı

10 Eski hedro

11 Yalan koz

12 Nasır Viranı

13 Göl Viranı

14 Kevkülük

15 Fakih (Fakı)

16 Küçal

17 Nikit

18 Haydar kendi

19 Güngörmez

20 Bağçıcak

Kaynak https://www.academia.edu/44984368/S%C4%B0VEREK_SANCA%C4%9EI_YER_ADLARI_XVI_Y%C3%9CZYIL_ 

© 2024 Şeyhbiziniler Resmi Web Sitesi, Tüm Hakları Saklıdır. Web TasarımKoray ÇOKOL